2 Aralık 2014 Salı

NASILDI Kİ DOĞRUSU?


Ağrı'da bir okul. Diyadin Anaokulu. 68 minik öğrencisi ve 6 öğretmeniyle...

Ne Ağrı'yı ne okulu, ne de o tatlı minik yüzleri, hiç görmedim. Ama son üç yıldır aynı histeyim; sanki 40 yıllık dostuma, ellerimle yeni yıl hediyesini hazırlıyorum. Ve bu aşamada hep aynı şeyi düşünüyorum: görünce gülümseyecek mi?

Son üç yıldır, ördüğüm renk renk atkıları, internetten bulduğum (Doğu Anadolu) okullara kargoluyorum. Bu okullar köy okulları ve öğrencileri yardıma muhtaç.
Her seferinde yaşadığım duygu durumu, verdiğim emeğe değer. Aslında ne duygu durumu, ne de iyilik yapma isteği... Hiçbiri değil! Aslında istediğim şey; insanların gülümsemesi.
Ördüğüm çok sayıdaki atkıyı kargolarken, yakın arkadaşlarıma da duyurmayı seviyorum. Böylece, birlikten nice güzellikler doğuyor. Bu Aralık ayında yapacağım gönderiye de katkı sağlayan cici insanlar var. Sağ olsunlar, iyi ki onlardan hala var...

Bir koca paket daha gidecek, bir köy okuluna, taa Ağrı'ya...
Belki minikler oyuncak bekleyecek ama biz onları ısıtacak, atkılar, bereler, çoraplar yolluyor olacağız. Aklımıza onları gülümsetecek minik detaylar gelmiyor değil tabii :) kargoya, gofretler, çikolatalar koymadan da olmaz! Şimdiden heyecanlıyım ve çok mutlu :)
Hele bir de Serpil öğretmenden " kargoyu aldık" haberi gelirse, değmeyin keyfime!!

Biliyorum ki; bugün hayattan benim payıma düşen neyse, onu paylaşmam gerek. Hüzünse, paylaşmalıyım. Dertse, sevinçse... Neyse.
İşte bu da bir çeşit paylaşım aslında. Başka bir bakış açısı gerekir belki, bilmem...

Bu yardım kampanyasını ilk başlattığım yıl (3yıl önce) çok büyüdük. Sığmadık, taştık.
İkinci yıl, fena değildik. Herkes elinden geleni yaptı.
Bu yıl, biraz uzaktan bakmayı seçti dostlar.
Oysa deseydi ki; Ahmet, Mehmet "destek olmak istiyorum, 1 liram var."
"Diyecektim ki; hala umut var."

Şimdi bizler, robotlara benziyoruz. Mavi kapısı olan bahçeli evler yok, büyük anlamsız binalardayız, görmüyoruz ki birbirimizi. Bilmiyoruz ki, arkadaşım iyi mi? Sormuyoruz ki!
Çardaklar, bahçeler, çaylar, börekler yok. Ohhh mis gibi sosyal medya var. Nefis!! Samimi değiliz. Bencil kalplerimiz.

Bugün biz BUyuz. Ama hakkım yok kızmaya, yargılamaya. Sadece yazabilirim. Hatırlatıp, bir farkındalık için bekleyebilirim. Kızamam kimseye, yargılayamam.

Şimdi sahip olduğumuz teknoloji ile ben bugün taa Ağrı'ya ulaştım. Oradaki miniklerin neye ihtiyacı var, sordum öğrendim.
Ve yazdım şahane sosyal medyaya, "kimler destek olmak ister"?
Kimse!

Hiç duygusal değil, çok gerçek bir yazı.

Bu ay kargolanacak olan atkı bere ve diğer hediyeler için bana destek olan yakın arkadaşlarıma yürekten teşekkür ederim.
İyi ki varsınız...

Deniz Yılmaz
02.11.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder