30 Ekim 2017 Pazartesi

Bir Kadından Hikayeler

Aslında mutsuzdu kadın;

Sanki hep koşuyordu, hiç durmadan nefes nefese...
Bir es veremiyordu hayatına. Tıpkı filmlerde olduğu gibi yapıp, zamanı dondurmak istese de yapamıyordu. Çünkü bu, onun gerçekliğiydi. Koşmak!

Aslında mutsuzdu kadın; 
Kendine zamanı yoktu. Kendini tanımaya, anlamaya bile yoktu zamanı...
Dur, sen kendinle kıyaslama bu kadını! O senin, benim gibi değil!


Sabahları kendi saatinde değil, çocuklarının saatinde uyanan, akşama kendi sevdiği değil; çocuklarının sevdiği yemeği yapan, gün içinde hiç durmayan derleyen, toparlayan kadın bu. Bu kadın gerçek, bu kadın güçlü, bu kadın özel! 

Bencilliğin tanımını bilmeyen bu kadın "Anne". Ama sadece benim zamanımda vardı onlardan. Onları şimdi böyle anlatınca, gerçeğinden bir taneye sahip olmuş olmak ne büyük mutluluk!!

Aslında ona sorsak,  "mutsuz değilim" der eminim. "Mutsuz değilim çok güzel hayatım".

Oysa hayat onun değildi; o sadece sahip olduğu ailenin hayatında var oldu.
Eğer sen de gerçek bir "Anne"ye sahipsen, başının üzerindeki yere koy onu. 
Ve sakın indirme! 

Deniz Yılmaz Kılıç
30/10/2017


26 Ekim 2017 Perşembe

17 Ekim 2017 Salı

Kendine İtiraf


Ben diyim; "bu ne buhran ayol"?! Sen de; "eyvahlar olsun depresifizzz"!

Sokaklarda, suratı sirke satan insanları eleştirirken, sinsiden yaklaşan mutsuz ruh halini göremezsin. Sen kendininkinde değil, başkasının hayatında yaşarsan, farkında olmadan, uçuruma sürüklenirsin.
 (Tamam tamam "uçurum" gereksiz abartı oldu farkındayım😬)

Yani diyorum ki; bugünlerde hiçbirimizin mutlu olamayışının sebepleri olmalı. Öyle değil mi?
Birkaç tane neden var aklımda, bırak sayayım da rahatlayayım :)

Öncelikle; huzurlu ve güne sakin uyanamıyoruz çoğumuz. İnşaat gürültüsüyle uyanmak ve gün içinde aynı sese, ta ki hava kararıncaya dek maruz kalmak! (Bu benim en büyük mutsuzluk nedenim)
Bence bir insanın bilinçaltını kirleten ve insanı gergin bir ruh haline sokan şey gürültü.

İkinci ve kuvvetli olduğunu düşündüğüm diğer bir sebep; yalnızlık!
İnsanların eskiden dostları vardı. Komşuları, yakınları, arkadaşları...
Şimdi soruyorum sana; senin hala arkadaşın, dostun var mı? Gerçekten yani??
Seni dinleyen;  derdine ortak olabilecek kadar iyi dinleyen, seninle birlikte çözüm bulmaya gayret eden. Bencilleşmemiş yakınların var mı? Yalnız kendini değil seni de düşünen biri var mı?

Bir sürü şey değişiyor her gün hayatımızda. Yaşadığımız ülkede olan bitenler dahil; her türlü negatif gelişmenin de yansıması var bize.

Eh etti mi sana koca iki neden!?

Duur daha bitmedi...
Bir de şu saçma ötesi sosyal medyaya olan bağımlılık! Ben yazarken kendimi ayırmıyorum ben de aynı durumdayım. Kimse kızıp "sanki sen bağımlı değilsin" demesin.

Niye mutlu numarası yapar insan? Mutsuzum demek zor mu? Ya da suç mu? Ayıp? Yooo bildiğim kadarıyla hiçbiri değil :)
Mutsuzum ayol ben! Baya baya mutsuz!
Ülkenin durumundan, yalnızlıktan, rutinden, dürüst olmayan ilişkilerden, dostuk diye bir şeyin kalmayışından, bozuk psikolojilerden, bencillikten...
Korkmasak söylemekten, nasıl da rahatlayacağız. Nasıl tedavi edeceğiz mutsuzluğu bir bilseniz...
Kendine, kendini itiraf etmektir erdem. Kendini nasıl hissediyorsan söylemektir.

Sen de denemek ister misin kendine dürüst olmayı?

Deniz Yılmaz Kılıç
17.10.2017



11 Ekim 2017 Çarşamba

Güzelleşecek Gün


Ben hiç kapılarımı kapatmamıştım umuda; sadece biraz aralamıştım...

Her gün birşeylerin daha da tuhaflaştığı şu dönemin, hızlıca akıp gitmesi için, eskisi gibi birbirimize güvenip, saygı duymak için, yardımlaşmak, hoş görülü olmak ve yeniden sevebilmek için; ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.

Çünkü bugün gördüm ki; aralık duran o kapıdan içeri umut girdi!

Dostlara buradan teşekkür...

11.10.2017
Deniz Yılmaz Kılıç